Sokak sanatı yaşadığımız şehri açık hava müzesine çeviriyor


https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-cumartesi/sokak-sanati-yasadigimiz-sehri-acik-hava-muzesine-ceviriyor-41897355








O elinde değneği, fareli köyün kavalcısı edasıyla hayvanların peşi sıra takip ettiği, Cihangir’in Osman Amcası… 80 yaşındaki Osman Amca (Ekici) sokak sokak gezip ne kadar kedi-köpek varsa karnını doyurur, gelene geçene selamının yanında bir de çiçek uzatır. Yıllardır semtin simgesi haline gelen Osman Amca şimdi, bir sanatçının kendine has ‘street art’ tekniğiyle yaptığı çalışmayla sokak sanatına dönüştü, Altın Bilezik Sokak’ta bir duvarı süslüyor! Üstelik üzerinde QR kod bulunan bu resme telefonunuzu tuttuğunuzda Osman Amca ekranınızda belirip size kendi hikâyesini anlatmaya başlıyor. Hem eserin sahibi Ari Alpert hem de Cihangir sokaklarının masal kahramanı Osman Amca’yla konuştuk.





Osman Amca, küçük yaşlardan beri hayvanları çok sevdiğini anlatıyor. Çocukluğu Erzurum ve Erzincan’da geçmiş. Yedi kardeşlermiş. Askerden sonra İstanbul’a gelip bir daha da dönmemiş. 26 yaşından beri Cihangir’de… “Çok geç evlendim. Karım da sonra zaten kaçtı gitti. Çocuklar da evlenip gittiler” diyor. Eskiden sokaklarda halı satıyormuş Osman Amca. Sonra işler değişmiş: “Belediye eşyalarımı topladıktan sonra insanlara çiçek vermeye başladım. O zaman bazısı para veriyor. Para veren oldu mu, her gün marketten hayvanlara Yemek alıyorum. Sokaklarda kedilere köpeklere dağıtıyorum. Ben Erzurum’da askeri veterinerde çalıştım. Hayvanlara nasıl bakılacağını iyi bilirim.” Daha önce de Türkiye’den ve yurtdışından sanatçılar gelip onun resimlerini yapmış, filmlerini çekmiş. Hatta onun olduğu bir film Almanya’da ödül bile almış…





Sokak sanatçısı Ari Alpert ise Osman Amca’yı bir sanat eserine dönüştürdü: “Yaklaşık 20 senedir Cihangir’de yaşıyorum. Eve gidip gelirken onu görüyorum hep. Bir gün onun hikâyesini öğrenmek için video çekmeye karar verdim. Pandemi yeni başlamıştı ve onun çok üzgün olduğunu gördüm. Sanki biriyle dertleşmeye ihtiyacı var gibiydi. Bir yandan videosunu çekip bir yandan hikâyesini dinlerken annesini yeni kaybettiğini ve o sene birkaç yakınını daha kaybettiğini öğrendim. Sürekli ‘O da öldü gitti’ diyordu…”









Sonra Osman Amca’nın fotoğraflarını çekmeye başlamış Alpert… Eserin nasıl bir teknikle ortaya çıktığını da şöyle anlatıyor: “Daha sonra o fotoğrafları bilgisayarımda düzenleyip sulu boyadan geçirdikten sonra duvara tutkalladım. Duvarlara zarar vermemesi için sprey boya yerine zamanla yok olan, doğa dostu teknik wheatpaste’i uyguladım. Bir de daha önce çektiğim videoları resme entegre edebilmek için QR kod ekledim. Bunu telefona okuttuklarında karşılarına çıkan kısa filmle, sokaktan geçen insanlara Osman Amca’yı dinleme fırsatı doğdu. Çünkü sokaktaki insanları fark etmemiz, onlar öldükten sonra olmamalı. Onlara yaşarken değer vermemiz lazım diye düşünüyorum.”