Printmaking



 




Melior Mundus // Daha İyi Dünya. from artsolutions on Vimeo.





Gravür, oyma, litografi ve baskı üzerine yoğunlaşan Ari Alpert, karışık teknikle üretilen ana imgeyi baskı yoluyla çoğaltma fikrinden güç alıyor. Köklerini pop-art’tan ve sokak sanatından alan bu demokratik, kolektif ve isyankar yaklaşım Alpert’in sanatçı kimliğinin çekirdeğini oluşturuyor. Alpert, sanatçının ilahlaştığı ve imgenin mesajı dikte ettiği kurumsallaşmış sanatsal geleneğin aksine imgenin özgürleştiği ve kendi hikayesini yarattığı bir yol izliyor. Baskı yolu ile farklı müdahalelerle manuel olarak çoğaltılabilen bu çalışma biçiminde sanatçı anonimleşirken eserin kendisi her geçen gün yeni anlamlar kazanıyor. Çağdaş yaşamın özündeki kaosu mercek altına alan sanatçı, insan doğasındaki çatışmayı zaman zaman mizahtan güç alan, dinamik ve kendine özgü bir görsellikle ortaya koyuyor.


 


1995 yılında Boston, Massachusetts’te Güzel Sanatlar Müzesi Üniversitesi’nde eğitimime başladım. Fotoğraf, seramik, lateks/karma malzeme heykelcilik, mücevher yapımı (OHA! …öğretmenim sonradan bana dersi bırakmamı tavsiye etti çünkü ellerim kocamandı… haha… ama yaptığım havalı gümüş yüzüklerden bazıları hâlâ duruyor), çizim, resim ve şu anda aklıma gelmeyen daha bir çok ders alarak başladım. İkinci senemde almam gereken zorunlu dersler arasında gravür, oyma ve litografiyi de içeren baskı resim dersi de vardı. Baskı sanatsal çalışmalarım için mükemmel bir yol gibi göründü bana, farklı malzemelerle çalışmak, önce ahşap üzerine çizip sonra kazıyıp baskı yapmak ve bu şekilde imgeyi çoğaltmak hoşuma gitmişti. Özellikle de çalışmalarımı çoğaltabilme fikri bana müthiş cazip geldi, stencil yapmaya da sanırım bu nedenle başladım. O zamanlar çok sabırsız bir sanatçı olduğum için, ki hâlâ da öyleyim, son ürünü çabucak görmek istiyordum ve adım adım işleyen bir süreç olarak baskı benim için en uygun yol gibi görünüyordu. Zamanla comatex, linoleum gibi başka malzemelerle de çalışmaya başladım. Böylece okulun son iki yılında daha çok baskıya odaklandım. Nedense okuldayken serigrafi derslerini almamıştım ama 2000 yılında İstanbul’a döndükten sonra sevgili dostum, fotoğrafçı Kenan Sunar’la beraber bir serigrafi baskı stüdyosu kurduk. Kendi kendimize çözmeye çalıştığımızdan bu süreci öğrenirken bazı zorluklar da yaşadık ama sonunda bir sürü sanat eseri ortaya koyduk. O dönemde gerekli para akışını sağlayacak tişört baskılarını da bu şekilde yapmaya başladım. Ne yazık ki üniversite yıllarımın büyük bir kısmını belgelemedim, ama burada gördüğünüz eserlerin çoğunun satılmış olduğunu söyleyebilirim. Bir zamanlar Madam Butterfly’ın ev sahipliğini yaptığı bir evde üç kişilik bir sergi için yaptığım duvar oymaları da bunların arasında yer alıyor.


In 1995 I started going to art school at  The School of the Museum School of Fine Arts in Boston, MA. I started out by taking classes in photography, ceramic, latex/mixed material sculpture, jewlery making (WTF! ...my teacher later on advised me to drop the class because my hands were too big..haha..but I still have a couple of cool silver rings I made) drawing and painting and many more classes that dont come to mind right now. In my second year, with the mandatory classes assigned to me, I started printmaking classes which included woodcutting, etching, and lithography. Printmaking seemed a great way of expressing my art work, working with different materials first drawing onto wood, then carving it out and then printing and reproducing the image. Especially the fact that I could reproduce my work seemed very enticing to me which is probably why I started to do stencils.  As I was, and still am a very impatient artist, wanting to see the final product instantly, printmaking seemed like the best direction for me to go as it is a step by step process. As time progressed I staretd working with other materials such as comatex and linoleum.


So my final two years of school mainly focused on printmaking. For some reason I did not take up silkscreen printing while in collage but after moving back to Istanbul in the year 2000 I set up a silkscreen printing studio with my good friend and photographer Kenan Sunar. At first we had some difficulties learning the process as we tried to figure it out by ourselves but I ended up producing a whole bunch of artwork and also started to print t shirts which at the time was a much needed cash flow. Unfortunately I did not document the majority of my work during my collage years but I have to say most of the pieces that are shown here have been sold!. Included is also some wall carvings I did for a 3 man show in an apartment one time owned bl Madame Butterfly!.


 


Ari Alpert – Bio


 


1975 yılında Manhattan’da dünyaya geldi. Çocukluk yıllarını New York, Londra ve İstanbul’da geçirdikten sonra Boston Museum School of Fine Arts Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar eğitimi aldı. Fotoğraf, seramik, heykel ve mücevher tasarımı üzerine çalıştı. İlerleyen dönemde gravür, oyma, litografi ve baskı üzerine yoğunlaşarak comatex ve linoleum gibi malzemelere yöneldi. 


 


2000 yılında Türkiye’ye yerleştiğinde bir serigrafi baskı atölyesi kurdu. OBEY fenomeninden yola çıkan Osman adlı kolektif sanat hareketine öncülük ederek İstanbul’un güncel sanat yaşamına yepyeni mecra ve yaklaşımlarla farklı bir dinamizm kazandırdı. İstanbul’dan Berlin’e, Kopenhag’dan Miami’ye müzik ve sanatı bir araya getiren happening’lerin merkezinde yer aldı.


 


İlerleyen yıllarda stencil ve gravür eğitim atölyeleri düzenleyerek tecrübelerini geleceğin sanatçılarıyla paylaştı. Baskı, stencil, gravür ve duvar resmi çalışmalarıyla İstanbul’dan Bombay’a, New York’tan İbiza’ya Türkiye’de ve yurtdışında pek çok sergi, müze, bienal ve sanatsal projeye katkıda bulundu.


Ari Alpert was born in Manhattan, NY, in 1975. After spending his childhood in New
York, London and Istanbul, he studied fine arts at the School of the Museum of Fine
Arts, Boston. He worked in the fields of photography, ceramics, sculpture and
jewellery design. He later focused on engraving, etching, lithography and printing,
and especially the use of materials like Komatex and linoleum.
After settling in Turkey in 2000, he set up his own silkscreen printing workshop.
Influenced by Shepard Fairey’s OBEY, he spearheaded the collective art movement,
Osman, introducing fresh dynamism to Istanbul’s contemporary art circles with new
media and approaches. From Istanbul to Berlin and from Copenhagen to Miami, he
took a central place in happenings that brought music and art together.
In later years, he organized stencil and etching workshops to share his know-how
with the artists of the future. With his prints, stencils, etchings and murals, he has
taken part in many exhibitions, biennials and artistic projects in both Turkey and
abroad.


Sanatçı Metni / Artist Statement


 


Gravür, oyma, litografi ve baskı üzerine yoğunlaşan Ari Alpert, karışık teknikle üretilen ana imgeyi baskı yoluyla çoğaltma fikrinden güç alıyor. Köklerini pop-art’tan ve sokak sanatından alan bu demokratik, kolektif ve isyankar yaklaşım Alpert’in sanatçı kimliğinin çekirdeğini oluşturuyor. Alpert, sanatçının ilahlaştığı ve imgenin mesajı dikte ettiği kurumsallaşmış sanatsal geleneğin aksine imgenin özgürleştiği ve kendi hikayesini yarattığı bir yol izliyor. Baskı yolu ile farklı müdahalelerle manuel olarak çoğaltılabilen bu çalışma biçiminde sanatçı anonimleşirken eserin kendisi her geçen gün yeni anlamlar kazanıyor. Çağdaş yaşamın özündeki kaosu mercek altına alan sanatçı, insan doğasındaki çatışmayı zaman zaman mizahtan güç alan, dinamik ve kendine özgü bir görsellikle ortaya koyuyor.


Artist Statement
Focusing on engraving, etching and lithography Ari Alpert draws strength from the
idea of multiplying a main image produced in mixed media. This democratic,
collective and rebellious approach rooted in pop-art and street art lies at the core of
Alpert’s artistic identity. Alpert casts away the institutionalized artistic tradition of the
idolized artist, where the image dictates the message, instead following a path where
the image is liberated and as the artist, he can create his own story. In his style of
work, where the image is multiplied manually through print, the artist becomes
anonymous, and the work takes on new meanings with every passing day. The artist
also focuses on the chaos at the heart of contemporary life, exposing the conflict in
human nature with his dynamic, humorous and unique visuality.

Please feel free to comment on my work good or bad. Thanks




 




Cehennet - 2nd Edition 2016 Heavenell Linocut - mixed media 48x34cm













Sıkıysa Paylaş:

Recent Posts

  1. Dog on caffeine overdose Leave a reply
  2. arialpert_lovehate_tattoo Leave a reply
  3. arialpert imkasible tattoo Leave a reply
  4. LOVE❤HATE☠️Foot🦶Home Tat Session Leave a reply
  5. Bitsin bu KISiRDONGULER! 1 Reply
  6. linol baskı atölyesi Leave a reply
  7. Digital nomad – Ege Madra Leave a reply
  8. Industrial Music Instruments series I designed with Taylan Güngör for created brand WORKHARD 2008 Leave a reply
  9. sunnet kasik koruyucu Leave a reply
  10. Street Art entelasiyon du la sikma portakal Leave a reply